Osmanlı Toprak Yapısı;
Osmanlıda çifthane sistemi vardır.Devletin işlemesi için verdiği miri arazi,işleyen hane halkı ve koşum gücü olan bir çift öküz.Vergi sistemli bir üretim yolu oluşturulmuştur.İşlenen toprağın mülkiyeti devlete aittir bu sebeple çiftçi ailenin elindeki araziyi satamaz, hibe veya vakfedilemez. Tahrir defterleriyle kayıt altına alınan bu arazileri işleyenlerden “çift resmi” adı altında vergi alınmıştır.
Çifthane sisteminin amacı;
Devletin, toprak ve reaya üzerinde kontrolünü sürdürmek ,zirai üretimin sürdürülmesini garanti altına almak,çiftliklerin dağılmasını, tarlaların bağ bahçe hâline gelmesini engellemek,ekonominin temeli olan tarımın belirli ellerde toplanmasının önüne geçmek feodalitenin devinimini önlemektir.
Gaza Politikası Ve Fethedilen Yerlerde İslam Kültürü Etkisi;
Gazânın sürekliliği devletin temel ilkesidir.İslâm, itaat etmek ve cizye ödemek koşullarıyla, Hristiyan ve Yahudilerin mal ve can güvenliğini sağlıyordu. Onlara dinlerini özgürce uygulama izni veriyor, kendi dinlerine göre yaşamalarını sağlıyordu.Osmanlı gaza ile kazandıkları toprakları büyük bir hoşgörüyle yönetmişlerdir. Ayrıca Osmanlılar, imparatorluğun başlangıç y›llarında savaşa başvurmadan önce, Hristiyanların gönüllü teslim olma ve güvenlerini sağlamaya çalışan bir politika izlemişlerdir. Bu siyaset, yönetenler için gelir kaynaklarını güvence altına almak için zorunluydu. Gâzîlerin korkunç akınlarının ardından, dinî yasaları ve hoşgörü güvenceleriyle, koruyuculuk uygulanırdı. Gazâ ve yerleşme, Osmanlı fetihlerinin etkin ögeleriydi.Osmanlı Devleti’nin fethettiği yerlerde sosyal, kültürel ve demografik değişimler yaşanmıştır. Osmanlı Devleti, fethettiği topraklarda güven ve istikrarlı bir ortam hazırlayarak Müslüman ve gayrimüslimlerin bir arada ve güvenle yaşamasını sağlamıştır. İstimâlet politikası farklı unsurların birlikte yaşamasını kolaylaştırmıştır. Osmanlılar fethedilen bölgelerdeki gayrimüslimlerin Müslüman olması için planlı bir çabaya girişmemiş, onları dinlerini değiştirmeye zorlamamıştır. Yasalara uydukları, vergilerini ödedikleri, güvenlik ve düzeni muhafaza ettikleri sürece kendi okul, hastane ve mahkeme gibi kurumlarını yaşatma imkânı vermiştir. Osmanlıların fethettiği bölgelerde uyguladığı imar ve iskân politikası ise fiziki dönüşümün yaşanmasında etkili olmuştur. Fethedilen yerlerde cami, mescit, medrese, kervansaray, imaret gibi yapılar inşa edilerek Türk şehir dokusu egemenlik kurulan bölgelerde etkin hâle getirilmiştir. Balkanlarda uygulanan iskan faaliyetleri sonucunda bu topraklara Türk – İslam kimliği kazandırılmıştır.
Ticaret Ve Lonca Sistemi;
Osmanlı ekonomisinin temelinde, toplumun ve devletin ihtiyaçlarını karşılamak vardır. Bu anlayışla devleti yönetenler iktisadi hayatı düzenlerken belirli ilkelere göre hareket etmişlerdir. Bunların en önemlisi olan ülke içinde mal ve hizmet arzının mümkün olduğu kadar bol, kaliteli ve ucuz olmasını sağlamaktır.Osmanlı Devleti, ziraat dışındaki üretimin Lonca Teşkilatı gözetiminde yapılmasını benimsemiştir. Loncalar, İslam toplumlarında uzun bir geçmişe sahip olan fütüvvet ve Ahilik teşkilatlarının devamıdır.Osmanlı Devleti’nde çeşitli alanlarda ihtiyaç duyulan vasıflı eleman ihtiyacı, küçük yaşta alınan çocukların Lonca Teşkilatı içerisinde yetiştirilmesiyle karşılanmıştır.Dükkan açma hakkı ustalık payesi alan zanaatkarlara “berat” ile verilmiştir. Ancak bir ustanın mesleğini icra edecek dükkan açabilmesi için gedik sahibi olması gerekirdi. Gedik, Osmanlılarda esnafın bir mesleği yapabilme yetkisidir. Gediğe sahip olmak için çıraklık, kalfalık yapıp ustalık belgesi almak gerekirdi.Yollar üzerinde köprüler, çeşmeler, kervansaraylar inşa edilmiştir.Çarşılar, kervansaraylar, hanlar, bedesten (birden fazla meslek grubunu barındıran alışveriş yeri, çarşı) arasta (çarşılarda aynı ürünü satan dükkânların bulunduğu bölüm) kapan (un kapanı, yağ kapanı, bal kapanı, sebze hanı ve balıkhane gibi toptan ticaretin yapıldığı yerler) gibi ticari mekanların açılması, ticaret yollarının güvenliğinin sağlanması, İpek ve Baharat Yollarının denetim altına alınması gibi faaliyetler Osmanlı Devleti’nin ekonomik yönden güçlenmesindeetkili olmuştur.
Vakıf Sistemi; Bir kimsenin malının bir kısmını veya tamamını hayır işine, dini veya sosyal bir hizmete Allah rızasını kazanmak için tahsis etmesidir.Osmanlı Devleti’nde toplumun bazı ihtiyaçlarının karşılanması zenginlerin kurdukları vakıflara bırakılmıştır. Tarihin seyri içinde vakıflar sosyal, ekonomik, eğitim, sağlık, sanat, mimari, ulaşım ve bayındırlık alanlarında önemli roller oynamıştır.Osmanlı Devleti’nde başta padişah olmak üzere, hanedan üyeleri, yüksek dereceli devlet görevlileri, toplumun seçkin kişileri vakıflar kurmuşlardır.Osmanlı Devleti’nde Vakıf sistemi sayesinde;Kasaba ve şehirlerin sosyal ihtiyaçlarının karşılanması ve belediye hizmetlerinin sağlanması kolaylaşmıştır.Ulaşım için gerekli yolların ve bu yollar üzerindeki köprü, han ve kervansarayların işletilmesi, yolların güvenliği sağlanmıştır.Sağlık, eğitim ve öğretim alanlarındaki hizmetlerin giderleri karşılanmıştır.Vakıflarda biriken paralar, tüccarlara kredi olarak verilmiş, böylece ticaretin gelişmesinde etkili olunmuştur.İmarethaneler, bakım evleri, medreseler ve olabilecek sorunlara karşı halka yardım edecek sivil kurumların giderleri vakıflar tarafından sağlanmış, kişinin kendine ve devlete olan saygısı artmıştır. Yeni fethedilen yerlere Türk kültürünün yerleşmesi sağlanmıştır.
Comments